Çarşamba bir kaç sınavı olanlar olduğundan (hem de Beşiktaş'ta) EIU finali için SALI günü çok güçlü olasılık olarak ortaya çıkıyor.... toplam 46 kişiye eposta atıldı. Lütfen bu konuyu iletişim içinde olduğunuz arkadaşlarınıza haber veriniz. Bir tek kişi bile duymamış olursa, felaket olur!!!!
F.E.
25 Ocak 2006
EIU - ÇOK ÇOK ÖNEMLİ! Perşembe yerine ÇARŞAMBA final olasılığı!!!!!!!!!!!
Posta kutularınıza bakınız. ÇOK ÇOK önemli.
Pazartesi netleşecek.
Filiz E.
Pazartesi netleşecek.
Filiz E.
08 Ocak 2006
Bilgi Toplumu Nedir'e Neden Baktık???
FİNAL SORUSU OLABİLECEK BİR SORU:
Internet'in öğretimde kullanımına geçmeden önce Bilgi Toplumu tanımını neden yaptık ve bilgi toplumu bireylerinde olması gereken özellikleri neden işledik?
Bazılarınızın istediği gibi bu çok önemli bilgi dersin içeriğinden çıkarabileceğim bir şey değil.
FE.
Internet'in öğretimde kullanımına geçmeden önce Bilgi Toplumu tanımını neden yaptık ve bilgi toplumu bireylerinde olması gereken özellikleri neden işledik?
Bazılarınızın istediği gibi bu çok önemli bilgi dersin içeriğinden çıkarabileceğim bir şey değil.
FE.
EIU - e-projeleriniz - COK ONEMLI
Arkadaşlar, çok fazla yazıyorum ama gerekiyor... Umarım okuyorsunuzdur.
e-posta projelerinizin
* bir kısmı e-posta gerektirmiyor, Intenret projesi tanımına uygun. Bunların farkını iyi anlayınız.
* Neredeyse tümünüz, bölgeler, coğrafi özellikler konularını seçmiş! Biraz yaratıcı olmaya çalışalım. Ben ilginç bir şey pek göremdim. Yabancı projelere baksa idiniz çok ilginç ve değişik ilgi ve çoklu zeka alanlarına diyebileceğimiz alanlara hitap eden projeler vardı...
Sizin tasarladıklarınız bölgenin özelliklerini (?) topla bir yere as.... şeklinde... bu zaten günümüzde Internet'siz yapılıyor, ve çocuklara bana kalırsa birşey kazandırmıyor.
* "Bölge özellikleri" derken de çok çok çok geniş bırakmışsınız. Ne dedik hep? spesifik (özel, belirli, muaayen, kati, sarih) olacak. Bölgenin bir iki özelliğini, isterseniz olur. Çoğunuzun yaptığı çooook geniş.. Bölgesinin NE'sini yapacak çocuk? + dedigim gibi bence diyebilirim dburada, hiç ilginç degil.
Umarım başka bir şeyler daha yazmam gerekmez.
e-posta projelerinizin
* bir kısmı e-posta gerektirmiyor, Intenret projesi tanımına uygun. Bunların farkını iyi anlayınız.
* Neredeyse tümünüz, bölgeler, coğrafi özellikler konularını seçmiş! Biraz yaratıcı olmaya çalışalım. Ben ilginç bir şey pek göremdim. Yabancı projelere baksa idiniz çok ilginç ve değişik ilgi ve çoklu zeka alanlarına diyebileceğimiz alanlara hitap eden projeler vardı...
Sizin tasarladıklarınız bölgenin özelliklerini (?) topla bir yere as.... şeklinde... bu zaten günümüzde Internet'siz yapılıyor, ve çocuklara bana kalırsa birşey kazandırmıyor.
* "Bölge özellikleri" derken de çok çok çok geniş bırakmışsınız. Ne dedik hep? spesifik (özel, belirli, muaayen, kati, sarih) olacak. Bölgenin bir iki özelliğini, isterseniz olur. Çoğunuzun yaptığı çooook geniş.. Bölgesinin NE'sini yapacak çocuk? + dedigim gibi bence diyebilirim dburada, hiç ilginç degil.
Umarım başka bir şeyler daha yazmam gerekmez.
Rapor Formatı - EIU ve EMK
4. sınıf öğrencileri
(Burada yazanlar 2. sınıf öğrencileri için de geçerli, şimdiden aşina olunuz, öğrenmeye çalışınız - hayat boyu geekli bunlar)
Şirketlerle iş yaparken yöneticilerin en çok şikayetçi oldukları konulardan bir tanesi şuydu: işe alınan gençlerin, üniversite mezunu olmalarına RAĞMEN, rapor yazmayı bilmemeleri...
Defalarca belirttiğim gibi, YTÜ BÖTE sayfasında bir kılavuz var. Kısa ama özlü. Şimdiden alışınız diyorum hep, 1-2 ay sonra bitirme tezine başlayacaksınız.
Burada ben çok çok kısa değineceğim.
1-2 kişi hariç kimse bunu yapmamış
En azından şu bölümler olur, sırayla
KAPAK
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
...konunun işlenmesi -başıklar, alt başlıklar
--- varsa BULGULAR
--- varsa YORUMLAR
SONUÇ
KAYNAKÇA
EKLER
Yazım Dili / İfade
Rapor dilinde, "ben" denmez, fiil çekimlerinde birinci tekil şahıs KULLANILMAZ.
Ayrıca "Bence ..........dir" denmez...
Kendinizin yaptığı şey için bile "yapılmıştır, gözlenmiştir, araştırmacı tarafından derlenmiştir" gibi , pasif ve üçüncü tekil şahıs ifadeler kullanmanız gerekir.
"Bence" denmez, bulduklarımız hep başkalarının bilimsel araştırmalarından sonuçlar, bulgular, onları okuyup bir fikre varıyorsak, YORUMLAR bölümünde yazarız ama gene "bence" demeyiz... Bir iki gözlem yaparak (sadece gözlem; bilimsel yöntem ile varılmış şonuç değilse) yine "bence bu böyledir "diye yargıya varamazsınız. BUNA ÇOK DİKKAT EDİNİZ.
Bu eksiklikler ötürü, BÖTE bölümü, seneye "bilimsel yöntem nedir?", "rapor nasıl yazılır?", vb konuları büyük olasılıkla bazı derslerin kapsamına alacak.... Esasen şimdi de gerekli noktalarda hep anlattık, anlatıyoruz, ama nedense gereken önemin verildiğini göremiyoruz:(
İyi çalışmalar,
FE.
(Burada yazanlar 2. sınıf öğrencileri için de geçerli, şimdiden aşina olunuz, öğrenmeye çalışınız - hayat boyu geekli bunlar)
Şirketlerle iş yaparken yöneticilerin en çok şikayetçi oldukları konulardan bir tanesi şuydu: işe alınan gençlerin, üniversite mezunu olmalarına RAĞMEN, rapor yazmayı bilmemeleri...
Defalarca belirttiğim gibi, YTÜ BÖTE sayfasında bir kılavuz var. Kısa ama özlü. Şimdiden alışınız diyorum hep, 1-2 ay sonra bitirme tezine başlayacaksınız.
Burada ben çok çok kısa değineceğim.
1-2 kişi hariç kimse bunu yapmamış
En azından şu bölümler olur, sırayla
KAPAK
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
...konunun işlenmesi -başıklar, alt başlıklar
--- varsa BULGULAR
--- varsa YORUMLAR
SONUÇ
KAYNAKÇA
EKLER
Yazım Dili / İfade
Rapor dilinde, "ben" denmez, fiil çekimlerinde birinci tekil şahıs KULLANILMAZ.
Ayrıca "Bence ..........dir" denmez...
Kendinizin yaptığı şey için bile "yapılmıştır, gözlenmiştir, araştırmacı tarafından derlenmiştir" gibi , pasif ve üçüncü tekil şahıs ifadeler kullanmanız gerekir.
"Bence" denmez, bulduklarımız hep başkalarının bilimsel araştırmalarından sonuçlar, bulgular, onları okuyup bir fikre varıyorsak, YORUMLAR bölümünde yazarız ama gene "bence" demeyiz... Bir iki gözlem yaparak (sadece gözlem; bilimsel yöntem ile varılmış şonuç değilse) yine "bence bu böyledir "diye yargıya varamazsınız. BUNA ÇOK DİKKAT EDİNİZ.
Bu eksiklikler ötürü, BÖTE bölümü, seneye "bilimsel yöntem nedir?", "rapor nasıl yazılır?", vb konuları büyük olasılıkla bazı derslerin kapsamına alacak.... Esasen şimdi de gerekli noktalarda hep anlattık, anlatıyoruz, ama nedense gereken önemin verildiğini göremiyoruz:(
İyi çalışmalar,
FE.
IMLAYA DİKKAT
EIU Öğrencileri
İmlaya dikkat ediniz... İlerde çok tez, rapor, vb, yazacaksınız....
1- ya da ayrı yazılır
2- uluslararası birleşik yazılır.
3- chat'in Türkçesi için "sohbet" demek uygun
4- e-mail, e-posta demektir
5- online ---> çevrimiçi
6- Cümle içinde gereksiz şekilde büyük harfle başlatrıyorsunuz bazı sözcükleri. Büyük harf nerde kullanılır, imla kitaplarına bakınız.
7- Internet, özel isimdir, özel bir ağın adıdır; büyük harfle başlatılır.
FE.
İmlaya dikkat ediniz... İlerde çok tez, rapor, vb, yazacaksınız....
1- ya da ayrı yazılır
2- uluslararası birleşik yazılır.
3- chat'in Türkçesi için "sohbet" demek uygun
4- e-mail, e-posta demektir
5- online ---> çevrimiçi
6- Cümle içinde gereksiz şekilde büyük harfle başlatrıyorsunuz bazı sözcükleri. Büyük harf nerde kullanılır, imla kitaplarına bakınız.
7- Internet, özel isimdir, özel bir ağın adıdır; büyük harfle başlatılır.
FE.
EIU Öğrencilerine - Bu "projeyi" eleştiriniz. Herşeyden önce, "proje" midir???
Ben yorum yapmadan - sadece maviyle olan kısımlar hariç - aşağıya, uluslararası "e-posta projesi tasarımı" (!) yazıyorum. Lütfen bunu sizler kritik ediniz. Ve söyleyiniz:
bu bir eposta projesi midir?
* 12 yaş gruplarından oluşan sınıflar oluşturulur.
* Bu sınıflardan öğrenciler on line (on line birleşip yazıldığı gibi zaten Türkçesi kullanılmalıydı) olarak birbirleri ile sohbet ederler.
* Öğrencilerin tüm konuşmalarını öğretmenler izleyebilirler.
* Öğrenciler belirli bir müfredat boyunca giden okuma ve yazma etkinlikleri yapıp e-posta arkadaşları ile paylaşırlar.
* Eğlenceli on-line (!) oyunlar düzenlenir.
sadece bu kadar.. başlık vb yok.....
Ve ulusal olarak sunulmuş bir "eposta(!)" projesi: bunu da kritik ediniz.
* Türkiye'deki K12 öğrencileri için
* öğrenciler birbirleriyle tanışıp kaynaşırlar
* mümkünse kızlı-erkek şeklinde eşleştirilir
* öğrenciler birbirlerine yaşadıkları ilginç olayları anlatırlar
* öğrenciler birbirlerine çevreleri hakkında bilgi verirler
* bazı buluşma günlerinde öğrencilere bir konu verilir ve bu konu hakkında öğretmenlerin kontrolunda sohbet edilir.
* oyun günleri düzenlenir.Starwars, Ogame, dotA vb online oyunları oynamaları sağlanır.
* öğretmen her buluşma gününde zihinsel aktivite (Türkçesi yok mu?) artırıcı bir soru sorar
* öğrenciler bu soruya yanıt bulmaya çalışırlar
* öğrenciler birbirlerinin e-mail (Türkçesi yok mu?) adreslerini öğrenebilirler ve isterlerse öğretmenlerden habersiz buluşabilirler.
FE.
bu bir eposta projesi midir?
* 12 yaş gruplarından oluşan sınıflar oluşturulur.
* Bu sınıflardan öğrenciler on line (on line birleşip yazıldığı gibi zaten Türkçesi kullanılmalıydı) olarak birbirleri ile sohbet ederler.
* Öğrencilerin tüm konuşmalarını öğretmenler izleyebilirler.
* Öğrenciler belirli bir müfredat boyunca giden okuma ve yazma etkinlikleri yapıp e-posta arkadaşları ile paylaşırlar.
* Eğlenceli on-line (!) oyunlar düzenlenir.
sadece bu kadar.. başlık vb yok.....
Ve ulusal olarak sunulmuş bir "eposta(!)" projesi: bunu da kritik ediniz.
* Türkiye'deki K12 öğrencileri için
* öğrenciler birbirleriyle tanışıp kaynaşırlar
* mümkünse kızlı-erkek şeklinde eşleştirilir
* öğrenciler birbirlerine yaşadıkları ilginç olayları anlatırlar
* öğrenciler birbirlerine çevreleri hakkında bilgi verirler
* bazı buluşma günlerinde öğrencilere bir konu verilir ve bu konu hakkında öğretmenlerin kontrolunda sohbet edilir.
* oyun günleri düzenlenir.Starwars, Ogame, dotA vb online oyunları oynamaları sağlanır.
* öğretmen her buluşma gününde zihinsel aktivite (Türkçesi yok mu?) artırıcı bir soru sorar
* öğrenciler bu soruya yanıt bulmaya çalışırlar
* öğrenciler birbirlerinin e-mail (Türkçesi yok mu?) adreslerini öğrenebilirler ve isterlerse öğretmenlerden habersiz buluşabilirler.
FE.
07 Ocak 2006
EMK ve EIU Dönem Sonu Anketiyle İlgili Olarak
Sevgili EMK ve EIU Öğrencileri,
Her iki dersin anket sonuçlarıyla ilgili geri bildirimlerimi aynı mesajda veriyorum. Herkesin buradan alacakları olabilir... Biraz uzun oldu, ama okursanız sevinirim. Yorumlarınızı da ekleyebilirsiniz.
Öncelikle, bu anketlerin amacını anımsatmak istiyorum: Öğretim içeriğini ve yöntem(ler)ini iyileştirebilmek, geliştirebilmek, sizlere daha faydalı olabilmek. Sadece sunulan konuları eleştirmek yerine (EIU alanlar) , eklenmesini istediğiniz konuları yazabilseydiniz ( 2 kişi yazmış) çok faydalı olacaktı bizim için.
Sizlere derslerde zaman zaman vurgulamaya çalıştığım bireysel farklılıklara şimdi bir kaç örnek vereceğim. Öğretmen adayları ve yarın öbür gün çeşitli işlerde çalışmaya atılacak bireyler olarak, ders vereceğiniz öğrencilerin, ya da iş yapacağınız insanların tümünü birden memnun etmenin ne kadar imkansız olduğunu göreceğinizi umut ediyorum.
Öncelikle EMK öğrencilerinin çoğunun övgü ve güzel sözlerine çok teşekkür ediyorum. Sözlü olarak da aktardılar duygularını son dersin içinde ve bitiminde.... Meslek hayatımın en hoş anlarıydı. Özellikle, EMK dersini seçmeli ders olarak almış öğrenciler "bizim bölümümüzde hiç sizin gibi hocalarımız yok, keşke herkes sizin gibi iyi hoca olsa, onlara soru bile soramıyoruz, konuşamıyoruz, "anlamadık" dediğimizd "başka ne yapabilirim?" diyorlar..." dediler yazılı ve sözlü olarak defalarca... Çabalarımın bir yerlere ulaşmış olması, herkes tarafından olmasa bile, pek çok kişi tarafından takdir edilmiş, anlaşılmış olması çok tatmin edici. Her zaman bana her konuda soru, yardım isteği, vb yöneltebilir bu arkadaşlar, ve de isteyen herkes, sevinirim...
Unutmadan, bir öğrenci de "bu dersi alabilsem her sene almak isterim" demiş:))))))))))).
EMK dersinin geribildirimleri EIU'ye göre olaüanüstü iyi. Bu durum, dersin içeriğinden kaynakladığı gibi o dersteki öğrencilerle oluşturduğumuz etkileşimle ilgili olmalı.
Hepiniz biliyorsunuz, iletişim iki uçlı bir olgu. İletişim iyiyse ya da kötüyse, bu sadece tek taraftan kaynaklanamaz.
EMK dersinde bir kaç kişi hariç herkes "bu derste çok faydalı, güzel şeyler öğrendim" demiş. 2-3 kişi ise başka derslerde gördüğümüz şeylerdi demiş. Şimdi ben merak ettim, üzerinde bir kaç hafta durduğumuz "kişilerarası iletişim" konusunu, ve çok uzun durduğumuz "araç kullanımı, faydaları" konusunu hangi derste gördünüz?
İlk hafta verilen temel tanımları kasdediyorsanız, bunların üzerinden geçmek zorundayım; neyi ne kadar biliyorsunuz diye, ve hepimizde az çok aynı olacak bir temel atma oluşturabilme adına.
Bir mesele de şu: bir kişi, "aynı şeyin bir sürü tanımını gördük" demiş. Bunu eleştirmiş.
Sosyal Bilimlerin Fizik, Mat, Kimya'dan farklı olduğunu, bir "şey"in yüzlerce tanımı olabildiğini hep vurguladım. Yüz tane tanım ile ancak anlatılmaya çalışılan bir kavram için tek bir (sevdiğim) tanımı verip, onu ezberlemenizi mi isteseydim? Bu benim öğretme, rehberlik etme yöntemime, bakış açıma ters arkadaşlar.... Diğer bölüm hocalarınızın da böyle olmadığını biliyorum. Değişik tanım, bakış açısı, yorumları görmeniz, bunları anlamanız, eleştirebilmeniz, yani bu becerileri kazanabilmeniz önemli.
Ayrıca şu anımı paylaşmak isterim:
IBM hayatımın ilk yıllarında hepimizin alması gereken bir kursa "ben bunları biliyorum" diye gitmemek için çok ayak diremiştim, müdürümle takışmıştım. Ama yıllar içinde çok fazla kurs aldım, çok deneyimler yaşadım, öğrendim ve anladım ki aynı konu bile olsa herkes bunları farklı anlatır, öğretir. Önyargısız biçimde katılırsanız olaya, mutlaka farklı bir şey öğrenirsiniz, kendinizi geliştirirsiniz. Doktorasının sonuna gelmiş biri olarak şimdi bile ben değişik bir hocanın "eğitim", "öğretim"i nasıl tanımlayacağını duymak isterim... bundan sıkılmam.
Şimdi, bireysel farklılıklara daha çarpıcı örnekler:
EIU öğrencilerinin yarısı:
* bu derste sıkıldım, çünkü çok ödev ve sunum vardı, demiş, diğer yarısı ise
* bu dersten zevk aldım, çünkü çok ödev ve sunum vardı, demiş.
EIU öğrencilerinin neredeyse yarısı,
* bilmediğim şeyler öğrendim, tüm içerik fgerekliydi, demiş; diğer yarısı
* hep bildiğim şeyler gördük, demiş!!!! (eposta projelerini ve blogları hangi derste gördünüz?)
+ Internetin olağanüstü öneminin, öğretim ortamında öğrencilere kazandıracağı becerilerin herkesçe tam olarak kavranmadığı 1. vizelerden belli ne yazık ki... Renkli resimler sunar falan diyenleri anlatmıştım...
En ilginç yanıt ise: İçerikten hangi konular çıkarılmalı sorusuna: "Eğitimde Internet Uygulamaları" şeklinde. Yorum yapmıyorum.
Devam ediyorum:
Benim için üzücü olan, bir kişinin, "öğretmenin tartışmalardaki kişisel tavrı..." demesi... Derste de vurguladığım gibi, biz sizlere bir bakış açısı, eleştirel bakabilme, analitik düşünebilme, mantık ve akıl yürütme de öğretmeye çalışıyoruz, saf bilginin yanı sıra. Kişisel nasıl ve neden bir tavrım olabilir ki??? Ve beni kac senedir tanıyorsunuz.
Her deneyimden bir öğrenme fırsatı çıkarmanızı dileyerek, iyi bayramlar diliyorum.
Final sorularınızı bekliyorum.
FE.
Her iki dersin anket sonuçlarıyla ilgili geri bildirimlerimi aynı mesajda veriyorum. Herkesin buradan alacakları olabilir... Biraz uzun oldu, ama okursanız sevinirim. Yorumlarınızı da ekleyebilirsiniz.
Öncelikle, bu anketlerin amacını anımsatmak istiyorum: Öğretim içeriğini ve yöntem(ler)ini iyileştirebilmek, geliştirebilmek, sizlere daha faydalı olabilmek. Sadece sunulan konuları eleştirmek yerine (EIU alanlar) , eklenmesini istediğiniz konuları yazabilseydiniz ( 2 kişi yazmış) çok faydalı olacaktı bizim için.
Sizlere derslerde zaman zaman vurgulamaya çalıştığım bireysel farklılıklara şimdi bir kaç örnek vereceğim. Öğretmen adayları ve yarın öbür gün çeşitli işlerde çalışmaya atılacak bireyler olarak, ders vereceğiniz öğrencilerin, ya da iş yapacağınız insanların tümünü birden memnun etmenin ne kadar imkansız olduğunu göreceğinizi umut ediyorum.
Öncelikle EMK öğrencilerinin çoğunun övgü ve güzel sözlerine çok teşekkür ediyorum. Sözlü olarak da aktardılar duygularını son dersin içinde ve bitiminde.... Meslek hayatımın en hoş anlarıydı. Özellikle, EMK dersini seçmeli ders olarak almış öğrenciler "bizim bölümümüzde hiç sizin gibi hocalarımız yok, keşke herkes sizin gibi iyi hoca olsa, onlara soru bile soramıyoruz, konuşamıyoruz, "anlamadık" dediğimizd "başka ne yapabilirim?" diyorlar..." dediler yazılı ve sözlü olarak defalarca... Çabalarımın bir yerlere ulaşmış olması, herkes tarafından olmasa bile, pek çok kişi tarafından takdir edilmiş, anlaşılmış olması çok tatmin edici. Her zaman bana her konuda soru, yardım isteği, vb yöneltebilir bu arkadaşlar, ve de isteyen herkes, sevinirim...
Unutmadan, bir öğrenci de "bu dersi alabilsem her sene almak isterim" demiş:))))))))))).
EMK dersinin geribildirimleri EIU'ye göre olaüanüstü iyi. Bu durum, dersin içeriğinden kaynakladığı gibi o dersteki öğrencilerle oluşturduğumuz etkileşimle ilgili olmalı.
Hepiniz biliyorsunuz, iletişim iki uçlı bir olgu. İletişim iyiyse ya da kötüyse, bu sadece tek taraftan kaynaklanamaz.
EMK dersinde bir kaç kişi hariç herkes "bu derste çok faydalı, güzel şeyler öğrendim" demiş. 2-3 kişi ise başka derslerde gördüğümüz şeylerdi demiş. Şimdi ben merak ettim, üzerinde bir kaç hafta durduğumuz "kişilerarası iletişim" konusunu, ve çok uzun durduğumuz "araç kullanımı, faydaları" konusunu hangi derste gördünüz?
İlk hafta verilen temel tanımları kasdediyorsanız, bunların üzerinden geçmek zorundayım; neyi ne kadar biliyorsunuz diye, ve hepimizde az çok aynı olacak bir temel atma oluşturabilme adına.
Bir mesele de şu: bir kişi, "aynı şeyin bir sürü tanımını gördük" demiş. Bunu eleştirmiş.
Sosyal Bilimlerin Fizik, Mat, Kimya'dan farklı olduğunu, bir "şey"in yüzlerce tanımı olabildiğini hep vurguladım. Yüz tane tanım ile ancak anlatılmaya çalışılan bir kavram için tek bir (sevdiğim) tanımı verip, onu ezberlemenizi mi isteseydim? Bu benim öğretme, rehberlik etme yöntemime, bakış açıma ters arkadaşlar.... Diğer bölüm hocalarınızın da böyle olmadığını biliyorum. Değişik tanım, bakış açısı, yorumları görmeniz, bunları anlamanız, eleştirebilmeniz, yani bu becerileri kazanabilmeniz önemli.
Ayrıca şu anımı paylaşmak isterim:
IBM hayatımın ilk yıllarında hepimizin alması gereken bir kursa "ben bunları biliyorum" diye gitmemek için çok ayak diremiştim, müdürümle takışmıştım. Ama yıllar içinde çok fazla kurs aldım, çok deneyimler yaşadım, öğrendim ve anladım ki aynı konu bile olsa herkes bunları farklı anlatır, öğretir. Önyargısız biçimde katılırsanız olaya, mutlaka farklı bir şey öğrenirsiniz, kendinizi geliştirirsiniz. Doktorasının sonuna gelmiş biri olarak şimdi bile ben değişik bir hocanın "eğitim", "öğretim"i nasıl tanımlayacağını duymak isterim... bundan sıkılmam.
Şimdi, bireysel farklılıklara daha çarpıcı örnekler:
EIU öğrencilerinin yarısı:
* bu derste sıkıldım, çünkü çok ödev ve sunum vardı, demiş, diğer yarısı ise
* bu dersten zevk aldım, çünkü çok ödev ve sunum vardı, demiş.
EIU öğrencilerinin neredeyse yarısı,
* bilmediğim şeyler öğrendim, tüm içerik fgerekliydi, demiş; diğer yarısı
* hep bildiğim şeyler gördük, demiş!!!! (eposta projelerini ve blogları hangi derste gördünüz?)
+ Internetin olağanüstü öneminin, öğretim ortamında öğrencilere kazandıracağı becerilerin herkesçe tam olarak kavranmadığı 1. vizelerden belli ne yazık ki... Renkli resimler sunar falan diyenleri anlatmıştım...
En ilginç yanıt ise: İçerikten hangi konular çıkarılmalı sorusuna: "Eğitimde Internet Uygulamaları" şeklinde. Yorum yapmıyorum.
Devam ediyorum:
Benim için üzücü olan, bir kişinin, "öğretmenin tartışmalardaki kişisel tavrı..." demesi... Derste de vurguladığım gibi, biz sizlere bir bakış açısı, eleştirel bakabilme, analitik düşünebilme, mantık ve akıl yürütme de öğretmeye çalışıyoruz, saf bilginin yanı sıra. Kişisel nasıl ve neden bir tavrım olabilir ki??? Ve beni kac senedir tanıyorsunuz.
Her deneyimden bir öğrenme fırsatı çıkarmanızı dileyerek, iyi bayramlar diliyorum.
Final sorularınızı bekliyorum.
FE.
EMK Öğrencilerine - Final Soruları
EMK Öğrencileri,
Bugün EIU dersinde karar verdiğimiz bir şeyi sizinle de yapalım. Herkes bu yazının altındaki "comments" bağlantısını tıklayarak "EMK Finalini kendi hazırlasa, NEler sorardı"yı düşünüp 2-3 soru hazırlayıp eklesin.
Bakalım siz ne gibi sorular, Bloom'un taksonomisinin hangi düzeyinde - bilgi-kavrama-uygulama-analiz-sentez-değerlendirme - sorular hazırlıyorsunuz?:))
Şunu vurgulamam gerek: genel olarak 1- birilerine bir şey öğretmeye çalışırken, öğretirken
2- soru hazırlarken insan gerçekten çok iyi öğrenir.
Aday final sorularınızı bekliyorum. Bu demek değildir ki final soruları mutlaka bunlardan çıkacak:))
Bir arkadaşınızın eklediği sorunun yanıtını bilemiyorsanız, yine bu platformda yanıtı sorunuz, soru sahibi de yanıt versin... Bunun güzel bir öğrenme ortamı olacağını düşünüyorum. Yanlış bir şey söyleyen olursa, ben düzeltirim....
Kolay gelsin.
Filiz.
Bugün EIU dersinde karar verdiğimiz bir şeyi sizinle de yapalım. Herkes bu yazının altındaki "comments" bağlantısını tıklayarak "EMK Finalini kendi hazırlasa, NEler sorardı"yı düşünüp 2-3 soru hazırlayıp eklesin.
Bakalım siz ne gibi sorular, Bloom'un taksonomisinin hangi düzeyinde - bilgi-kavrama-uygulama-analiz-sentez-değerlendirme - sorular hazırlıyorsunuz?:))
Şunu vurgulamam gerek: genel olarak 1- birilerine bir şey öğretmeye çalışırken, öğretirken
2- soru hazırlarken insan gerçekten çok iyi öğrenir.
Aday final sorularınızı bekliyorum. Bu demek değildir ki final soruları mutlaka bunlardan çıkacak:))
Bir arkadaşınızın eklediği sorunun yanıtını bilemiyorsanız, yine bu platformda yanıtı sorunuz, soru sahibi de yanıt versin... Bunun güzel bir öğrenme ortamı olacağını düşünüyorum. Yanlış bir şey söyleyen olursa, ben düzeltirim....
Kolay gelsin.
Filiz.
EIU Öğrencilerine - Final Sorularını Eklemeleri İçin
Arkadaşlar,
Bugün derste konuştuğumuz gibi, EIU dersi finali için 2-3 soru hazırlayıp buraya ekleyiniz. Ekleyenlere dikkat edeceğim:)) Bu da bir kanaat ölçütü...
Ve bakalım siz nasıl sorular, Bloom'un taksonomisinin hangi düzeyinde sorular hazırlıyorsunuz?:))
Derste dediğimi tekrarlıyorum: soru hazırlarken insan gerçekten çok iyi öğrenir. Kolay gelsin. Filiz.
Bugün derste konuştuğumuz gibi, EIU dersi finali için 2-3 soru hazırlayıp buraya ekleyiniz. Ekleyenlere dikkat edeceğim:)) Bu da bir kanaat ölçütü...
Ve bakalım siz nasıl sorular, Bloom'un taksonomisinin hangi düzeyinde sorular hazırlıyorsunuz?:))
Derste dediğimi tekrarlıyorum: soru hazırlarken insan gerçekten çok iyi öğrenir. Kolay gelsin. Filiz.
05 Ocak 2006
EIU Ogrencilerine- ATIF Konusu
Sevgili Öğrenciler,
Ödevlerimizin sonua "Kaynakça" eklememiz gerektiği gibi, raporun içinde de bu kaynaklara ATIFta bulunmamız gerektiğini; bunun kurallarinin YTU BÖTE web sayfasında özet olarka bulunduğunu birkaç kere belirtmistim. Özellikle bitirme tezinizde bu konu hayati demiştim.
Ancak görünen o ki kimse buna bakmamış. Vize2 Proje raporlarında HİÇ KİMSE atıfta bulunmamış. Sadece 1 puan kırdım, 20 üzerinden. Tezinizde bunu anlamanız geç olacak, size çok iş çıkacak, keşke şimdiden öğrenseydiniz, alıştırma yapmış olsaydınız...
Atıfta neden bulunuruz?
1- Etik gereklilik. Yazdığınız cümleler size ait değil; biraz değiştirseniz bile. Hangi yazardan aldıysanız ahlaki kural ve saygı olarak onu belirtmemiz gerekir.
2- Raporunuzu / makalenizi okuyan bir kişi bir cümleyle ilgilenir, merak eder, "bunun esası nerede?, bir bakayım" derse, o atıftan hangi yazarın hangi eseri hatta sayfa numarasını öğrenir, sonra arkaya Kaynakça'ya gidip, kitabın/makalenin tam adını, adresini, vb. öğrenir. Esere ulaşabilir.
Atıfta bulunmamak "intihal / aşırma" denen olaya girer. Etiğin yanı sıra, yasal olarak da suçtur. Haaa yapan yok mu? Var. Ama birilerinin yapması bize de yapma hakkı vermez. Suç olmaktan çıkmaz bu.
Bununla ilgili çok güzel ve uzun bir açıklama (intihal nedir, atıfta nasıl bulunulur, .....) ODTÜ BÖTE sayfasında var demiştim. Buna kaç kişi baktı? bana epostayla söyleyebilir mi bu arkadaşlar?
Raporlarınızda sizin olmadığından emin olduğum cümleler var. Ancak bunların kimden, nereden alındığı belli değil. Belli olsa, ben de hem bilgilenir, hem de o kaynakları seneye bu derste yardımcı kaynak olarak gösterebilirim.
BU ÇOK ÖNEMLİ KONUYA GEREKEN HASSASİYETİ GÖSTERMENİZİ BEKLİYORUZ TÜM HOCALAR OLARAK.
Bilginize ve ilginize,
Filiz.
Ödevlerimizin sonua "Kaynakça" eklememiz gerektiği gibi, raporun içinde de bu kaynaklara ATIFta bulunmamız gerektiğini; bunun kurallarinin YTU BÖTE web sayfasında özet olarka bulunduğunu birkaç kere belirtmistim. Özellikle bitirme tezinizde bu konu hayati demiştim.
Ancak görünen o ki kimse buna bakmamış. Vize2 Proje raporlarında HİÇ KİMSE atıfta bulunmamış. Sadece 1 puan kırdım, 20 üzerinden. Tezinizde bunu anlamanız geç olacak, size çok iş çıkacak, keşke şimdiden öğrenseydiniz, alıştırma yapmış olsaydınız...
Atıfta neden bulunuruz?
1- Etik gereklilik. Yazdığınız cümleler size ait değil; biraz değiştirseniz bile. Hangi yazardan aldıysanız ahlaki kural ve saygı olarak onu belirtmemiz gerekir.
2- Raporunuzu / makalenizi okuyan bir kişi bir cümleyle ilgilenir, merak eder, "bunun esası nerede?, bir bakayım" derse, o atıftan hangi yazarın hangi eseri hatta sayfa numarasını öğrenir, sonra arkaya Kaynakça'ya gidip, kitabın/makalenin tam adını, adresini, vb. öğrenir. Esere ulaşabilir.
Atıfta bulunmamak "intihal / aşırma" denen olaya girer. Etiğin yanı sıra, yasal olarak da suçtur. Haaa yapan yok mu? Var. Ama birilerinin yapması bize de yapma hakkı vermez. Suç olmaktan çıkmaz bu.
Bununla ilgili çok güzel ve uzun bir açıklama (intihal nedir, atıfta nasıl bulunulur, .....) ODTÜ BÖTE sayfasında var demiştim. Buna kaç kişi baktı? bana epostayla söyleyebilir mi bu arkadaşlar?
Raporlarınızda sizin olmadığından emin olduğum cümleler var. Ancak bunların kimden, nereden alındığı belli değil. Belli olsa, ben de hem bilgilenir, hem de o kaynakları seneye bu derste yardımcı kaynak olarak gösterebilirim.
BU ÇOK ÖNEMLİ KONUYA GEREKEN HASSASİYETİ GÖSTERMENİZİ BEKLİYORUZ TÜM HOCALAR OLARAK.
Bilginize ve ilginize,
Filiz.
04 Ocak 2006
Eğitim ve Öğretim Teknolojisi
Eski bir mesajın anımsatılması:
Egitim ve Öğretim Teknolojisi'nin NE olduğunu; sadece arac gerec olmadığını dersin ilk haftalarında çok fazla konuştuk. Slayt ve notlarda fazlasıyla - hatta insanı sıkacak kadar çok - yer alıyor. Bunu mutlaka öğrenmek gerekli.
Filiz.
Egitim ve Öğretim Teknolojisi'nin NE olduğunu; sadece arac gerec olmadığını dersin ilk haftalarında çok fazla konuştuk. Slayt ve notlarda fazlasıyla - hatta insanı sıkacak kadar çok - yer alıyor. Bunu mutlaka öğrenmek gerekli.
Filiz.
Bunu bir öğrenme fırsatı olarak görünüz...
Egitim-Ögretim nedir diye sorsaydim bu Bloom'un Ogrenme Taksonomisine göre" bilgi" ya da en fazla "kavrama düzeyinde bilgiyi olçmek için bir soru olurdu. Bu düzeyleri (bilgi-kavrama- uygulama-analiz-sentez-degerlendirme) belli derslerde göreceksiniz ya da gördünüz. Ama bunu bilip bilmemeniz gerekmez benim değerlendirme düzeyinde bir soru sormam için.
Konuyu, kavramları ne kadar anladığınız bu şekilde ölçüldü. Benim sordugum biçimiyle "değerlendirme" düzeyinde oluyor. En üst düzey. Buna alismaniz gerek.
"Yorum" sorusu demek kafanıza göre şeyler yazın demek değildir. B, "kişisel değerlendirme yaptık" demiş... Oysaki, eğitim ogretimin , arac ve materyalin belli tanimlari var bunlara DAYANARAK değerlendirme yapacaktınız. Kimse kendince, kişisel tanımlar veremez bu sözcükler için... Her sözcük ya da kavramı herkes kendisine göre tanımlar ve kullanırsa, anlaşmayız, İLETİŞİM kuramayız.
Kompozisyon ya da makale yazarken bile bazı gerçeklere dayanılır. Örneğin bir makalede bir yazar "Türkiye geri kalmıştır" diyorsa bunun nedenini nesnel bir takım ölçütlere (kriterlere), verilere göre söylemek durumundadir değil mi? kafadan atamaz ya da geri kalmışlıkla ilgili kendisi ancak bir yere kadar ölçütler uydurabilir. Tamamen uçarsa kimse o yaziya değer vermez,. Her yazılı veya sözlü ifademizde kavramlari doğru, nesnel tanımlariyla kullanmamız gerekir. Öbür türlü iletişim kurmak iyice zorlaşır. Karşımızdakinin NE analayacağından emin olamayız. Doğru kullansak bile "alıcı" farklı anlayabilir ama bunun olasılığı daha düşük olur...
Hem sonra sınavı niçin yapıyoruz? Öğrendiklerinizi ölçmek için. Eğitimde ölçme-değerlendirme "dersin hedeflerine ne kadar ulaşıldı?" sorusuna yanıt arandığı için yapılır.
Vize1 sorularında sizden bir DEGERLENDIRME isteniyor. "Dersin adı, içeriğe bakıldığında (tüm içerik elinizde, dağıttığım programda var, "araç kullanımı" konusu da önümüzdeki haftalarda işlenecek, bazilari bundan habersiz, doğru mu? Bir şeyin doğru ya da yanlış olduğuna karar vermek için tanımına ya da kriterlerine bakarsınız. Bir takım kriterlere (ölcütlere) gore DOGRU ya da YANLIS olur... Sokaktaki adama fikrini sormak başkadır, sizlere başkadır. Yani yanıtlarınız bu dersi görmemiş kişilerin yanıtlarından farklı olmalıdır.
Lütfen ne demek istediğimi kavramaya ve buradan bir şeyler öğrenmeye çalışınız. Karşınıza çıkan soruyu tam olarak anlamaya çalışınız her sınavda (ya da genel olarak hayatta:)). "Hoca bunu neden soruyor, ne istiyor?" anlamaya çalışın. Bizim eğitim sistemimizde hep bilgi ya da kavrama düzeyinde gidildiği için değerlendirme yapamıyor kimse, bu bakımdan haklısınız, ama bu, benim soru tarzımın yanlış olduğunu göstermez.
Egitim-öğretim-öğrenme vb, kavramlar üzerinde neden o kadar çok durduk ilk haftalarda???
Bu temel kavramlari hepimiz aynı anlayalım ki ondan sonra onların üzerine birşeyler inşa edelim diye... İnşa edeceğimiz şeyleri de adım adım inşa ediyor, arac kullanımına doğru geliyoruz.
İyi çalışmalar,
Filiz.
Konuyu, kavramları ne kadar anladığınız bu şekilde ölçüldü. Benim sordugum biçimiyle "değerlendirme" düzeyinde oluyor. En üst düzey. Buna alismaniz gerek.
"Yorum" sorusu demek kafanıza göre şeyler yazın demek değildir. B, "kişisel değerlendirme yaptık" demiş... Oysaki, eğitim ogretimin , arac ve materyalin belli tanimlari var bunlara DAYANARAK değerlendirme yapacaktınız. Kimse kendince, kişisel tanımlar veremez bu sözcükler için... Her sözcük ya da kavramı herkes kendisine göre tanımlar ve kullanırsa, anlaşmayız, İLETİŞİM kuramayız.
Kompozisyon ya da makale yazarken bile bazı gerçeklere dayanılır. Örneğin bir makalede bir yazar "Türkiye geri kalmıştır" diyorsa bunun nedenini nesnel bir takım ölçütlere (kriterlere), verilere göre söylemek durumundadir değil mi? kafadan atamaz ya da geri kalmışlıkla ilgili kendisi ancak bir yere kadar ölçütler uydurabilir. Tamamen uçarsa kimse o yaziya değer vermez,. Her yazılı veya sözlü ifademizde kavramlari doğru, nesnel tanımlariyla kullanmamız gerekir. Öbür türlü iletişim kurmak iyice zorlaşır. Karşımızdakinin NE analayacağından emin olamayız. Doğru kullansak bile "alıcı" farklı anlayabilir ama bunun olasılığı daha düşük olur...
Hem sonra sınavı niçin yapıyoruz? Öğrendiklerinizi ölçmek için. Eğitimde ölçme-değerlendirme "dersin hedeflerine ne kadar ulaşıldı?" sorusuna yanıt arandığı için yapılır.
Vize1 sorularında sizden bir DEGERLENDIRME isteniyor. "Dersin adı, içeriğe bakıldığında (tüm içerik elinizde, dağıttığım programda var, "araç kullanımı" konusu da önümüzdeki haftalarda işlenecek, bazilari bundan habersiz, doğru mu? Bir şeyin doğru ya da yanlış olduğuna karar vermek için tanımına ya da kriterlerine bakarsınız. Bir takım kriterlere (ölcütlere) gore DOGRU ya da YANLIS olur... Sokaktaki adama fikrini sormak başkadır, sizlere başkadır. Yani yanıtlarınız bu dersi görmemiş kişilerin yanıtlarından farklı olmalıdır.
Lütfen ne demek istediğimi kavramaya ve buradan bir şeyler öğrenmeye çalışınız. Karşınıza çıkan soruyu tam olarak anlamaya çalışınız her sınavda (ya da genel olarak hayatta:)). "Hoca bunu neden soruyor, ne istiyor?" anlamaya çalışın. Bizim eğitim sistemimizde hep bilgi ya da kavrama düzeyinde gidildiği için değerlendirme yapamıyor kimse, bu bakımdan haklısınız, ama bu, benim soru tarzımın yanlış olduğunu göstermez.
Egitim-öğretim-öğrenme vb, kavramlar üzerinde neden o kadar çok durduk ilk haftalarda???
Bu temel kavramlari hepimiz aynı anlayalım ki ondan sonra onların üzerine birşeyler inşa edelim diye... İnşa edeceğimiz şeyleri de adım adım inşa ediyor, arac kullanımına doğru geliyoruz.
İyi çalışmalar,
Filiz.
Vize1 'Geribildirim" sorusuyla ilgili geribildirim
Sevgili Öğrenciler,
"Sizce etkili geri bildirim veren biri misiniz?" sorusuna yanit vermek için kisinin ETKILI GERI BILDIRIMIN OZELLIKLERINI BILMESI gerekmez mi??? Etkili geri bildirim veren biri OLUP OLMADIGINIZA, etkili geri bildirimin özelliklerini düsünerek karar verirsiniz degil mi? Bu ozellikleri bilmeyen biri kendisinin etkili geri bildirim vermedigine karar verebilir mi?????(ornegin basket oynamak için boyunuz yeterli mi?" diye sorsam "basket için gerekli boyu bilmeniz ona göre ben o boydan uzunum ya da kısayım değerlendirmesine göre evet ya da hayır demeniz gerekir...
Bunun gibi, geri bildirim sorusuna da etkili geri bildirimin özelliklerini bilmeden yanıt verilemez, benim de öğrenmek istedigim bu özellikleri bilip bilmediğinizdi. Sanıyorum ki, "etkili geri bildirimin ozelliklerini siralayin" desem yazabilecektiniz en azından ders notlarını çalışan ya da ezberleyenler. Ama ben öyle sormak yerine "siz etkili geri bildirim veriyor musunuz?" dedim, dolayli sordum. Bilgilerimizi hayatta bu sekilde kullaniriz. Gerçek yasamda kimse bize "şunları şunları sıralayın, listeleyin" demez! ama o bilgileri çesitli alanlarda kullanmamiz gerekir. Kullanabiliyorsak, üst düzey bir öğrenme gerçeklestirmisiz demektir. Lütfen konulari bu sekilde anlamaya yani gerçekten öğrenmeye calisin.
Sonra, sizin deyiminizle "yorum sorusu" demek, derste anlatılanları bir tarafa atıp kafanızdan bir seyler uydurun demek değildir, böyle yapan arkadaslar var. . Cevaba örneğin şöyle başlanabilirdi: "Evet, ben etkili geri bildirim veren biriyim, çünkü karşımdakini aşağılamak için değil, gerçekten yardımcı olmak icin geri bildirim veririm, açık ve netimdir, - zamanında geri bildirim veririm,......" vs... Ya da "Hayir ben etkili geri bildirim veren biri degilim, çünkü, geri bildirimlerimde yapıcı, kırıcı, aşağılayıcıdır, - alakasız geri bildirim veririm, zamansız veririm.... " vb...
Bundan sonraki sınavlarda (vize2 ve final) lütfen bilginizi dolaylı sorulmus sorulara, değişik alanlara uygulamaya calisiniz. Çünkü, dediğim gibi, gerçek yaşamda bu böyle. Kimse size falancanın maddelerini sayın demiyor, ama isinizi yapabilmeniz için, astlarinizla üstlerinizle, öğrencilerinizle çalişabilmeniz, konuşabilmeniz, anlaşabilmeniz için, bildiklerinizi cesitli bağlamlarda kullanmaniz, analiz, sentez, mantik/akil yürütme, çıkarım yapmaniz gerekiyor.....
Filiz Eyüboglu
"Sizce etkili geri bildirim veren biri misiniz?" sorusuna yanit vermek için kisinin ETKILI GERI BILDIRIMIN OZELLIKLERINI BILMESI gerekmez mi??? Etkili geri bildirim veren biri OLUP OLMADIGINIZA, etkili geri bildirimin özelliklerini düsünerek karar verirsiniz degil mi? Bu ozellikleri bilmeyen biri kendisinin etkili geri bildirim vermedigine karar verebilir mi?????(ornegin basket oynamak için boyunuz yeterli mi?" diye sorsam "basket için gerekli boyu bilmeniz ona göre ben o boydan uzunum ya da kısayım değerlendirmesine göre evet ya da hayır demeniz gerekir...
Bunun gibi, geri bildirim sorusuna da etkili geri bildirimin özelliklerini bilmeden yanıt verilemez, benim de öğrenmek istedigim bu özellikleri bilip bilmediğinizdi. Sanıyorum ki, "etkili geri bildirimin ozelliklerini siralayin" desem yazabilecektiniz en azından ders notlarını çalışan ya da ezberleyenler. Ama ben öyle sormak yerine "siz etkili geri bildirim veriyor musunuz?" dedim, dolayli sordum. Bilgilerimizi hayatta bu sekilde kullaniriz. Gerçek yasamda kimse bize "şunları şunları sıralayın, listeleyin" demez! ama o bilgileri çesitli alanlarda kullanmamiz gerekir. Kullanabiliyorsak, üst düzey bir öğrenme gerçeklestirmisiz demektir. Lütfen konulari bu sekilde anlamaya yani gerçekten öğrenmeye calisin.
Sonra, sizin deyiminizle "yorum sorusu" demek, derste anlatılanları bir tarafa atıp kafanızdan bir seyler uydurun demek değildir, böyle yapan arkadaslar var. . Cevaba örneğin şöyle başlanabilirdi: "Evet, ben etkili geri bildirim veren biriyim, çünkü karşımdakini aşağılamak için değil, gerçekten yardımcı olmak icin geri bildirim veririm, açık ve netimdir, - zamanında geri bildirim veririm,......" vs... Ya da "Hayir ben etkili geri bildirim veren biri degilim, çünkü, geri bildirimlerimde yapıcı, kırıcı, aşağılayıcıdır, - alakasız geri bildirim veririm, zamansız veririm.... " vb...
Bundan sonraki sınavlarda (vize2 ve final) lütfen bilginizi dolaylı sorulmus sorulara, değişik alanlara uygulamaya calisiniz. Çünkü, dediğim gibi, gerçek yaşamda bu böyle. Kimse size falancanın maddelerini sayın demiyor, ama isinizi yapabilmeniz için, astlarinizla üstlerinizle, öğrencilerinizle çalişabilmeniz, konuşabilmeniz, anlaşabilmeniz için, bildiklerinizi cesitli bağlamlarda kullanmaniz, analiz, sentez, mantik/akil yürütme, çıkarım yapmaniz gerekiyor.....
Filiz Eyüboglu
Vize1 "ders adı" sorusu ile ilgili geribildirim
Sevgili Ögrenciler,
Dersimizi beklemeden, simdiden geri bildirim vermek istiyorum. Dersimizin adiyla ilgili 2 puanlik sorudan maalesef sadece 1-2 kisi tam puan almistir, ya da 1,5 puan almistir....Bu soruya yanitlarinizla benim anlamak, ölçmek istedigim, " cok temel bazi kavramlari anlayip anlamadiginiz" idi. Bu kavramlar: sunlardi: Egitim - Ogretim - Ogrenme ve Materyal - araç-gereç.
Ilk derslerde bu kavramlar cok islendi ve dersimizin adinin yanlis oldugunu en azindan 3 kere vurguladim. Dedim ki "bizim bu derste OGRENME-OGRETME ORTAMINDA (ya da SÜRECINDE) ARAC-GEREC (ya da sadece ARAC) KULLANIMI"ni gorecegiz. Tepegöz, film makinesi, tv, radyo, bilgisayar, kitap, web sayfasi ARACTIR, bunlarin uzerinde gösterilen SLAYT, SAYFA; film karesi vb ile sunulan içerik ise MATERYALdir, "bunlar NASIL TASARLANIR"ı Feza hocanin dersinde goreceksiniz". Biz ise bu derste "araclar nasil kullanilir?" onu ogrenecegiz, ve bundan once de iletişim konusunda bakacagiz dedim. Yani biz ILETISIMDE KANAL OLARAK KULLANILAN SEYLERE (ARACLARA) bakiyoruz bu derste. ILETISIMDE MESAJ ogesini olusturan "materyal" konusu ise Feza hanımın dersinde.
Maalesef bu kavramlar kavranmamis. Yani, bu soruya verdiğiniz yanitlardan, egitim - ogretim farkini, materyal - arac farkini yani bu KAVRAMLARI tam olarak anlamadiginiz ortaya cikiyor. O zaman bu cok temel kavramlari bir an once ogrenmenizde yarar var cünkü kavranmadigi icin bir ara bir sekilde yine soracagim. Sizin için degisik olan suydu sanirim: bu kavramlari "Egitim nedir? Ogretim nedir?" gibi dogrudan sormek yerine (bu daha basit bir soru seklidir), kavrayip kavramadiginizi, baska baglamlarda kullanabilip kullanamayacaginizi, bilgiyi transfer edip edemeyeginizi en azindan derste ben bunlari vurgularken dinleyip dinlemediginizi anlamak için dolayli olarak sordum ve gordum ki istedigim düzeyde ogrenilmemis, kavranmamis. Bir not daha: derste anlatilan her konu dersin adi içinde gecemez; o zaman dersin adi cooook uzun olur. Bazilariniz" iletisimi goruyoruz , ama dersin adinda gecmiyor" demis de......Umarim acik olmustur...Sevgiler, Filiz EYUBOGLU
Dersimizi beklemeden, simdiden geri bildirim vermek istiyorum. Dersimizin adiyla ilgili 2 puanlik sorudan maalesef sadece 1-2 kisi tam puan almistir, ya da 1,5 puan almistir....Bu soruya yanitlarinizla benim anlamak, ölçmek istedigim, " cok temel bazi kavramlari anlayip anlamadiginiz" idi. Bu kavramlar: sunlardi: Egitim - Ogretim - Ogrenme ve Materyal - araç-gereç.
Ilk derslerde bu kavramlar cok islendi ve dersimizin adinin yanlis oldugunu en azindan 3 kere vurguladim. Dedim ki "bizim bu derste OGRENME-OGRETME ORTAMINDA (ya da SÜRECINDE) ARAC-GEREC (ya da sadece ARAC) KULLANIMI"ni gorecegiz. Tepegöz, film makinesi, tv, radyo, bilgisayar, kitap, web sayfasi ARACTIR, bunlarin uzerinde gösterilen SLAYT, SAYFA; film karesi vb ile sunulan içerik ise MATERYALdir, "bunlar NASIL TASARLANIR"ı Feza hocanin dersinde goreceksiniz". Biz ise bu derste "araclar nasil kullanilir?" onu ogrenecegiz, ve bundan once de iletişim konusunda bakacagiz dedim. Yani biz ILETISIMDE KANAL OLARAK KULLANILAN SEYLERE (ARACLARA) bakiyoruz bu derste. ILETISIMDE MESAJ ogesini olusturan "materyal" konusu ise Feza hanımın dersinde.
Maalesef bu kavramlar kavranmamis. Yani, bu soruya verdiğiniz yanitlardan, egitim - ogretim farkini, materyal - arac farkini yani bu KAVRAMLARI tam olarak anlamadiginiz ortaya cikiyor. O zaman bu cok temel kavramlari bir an once ogrenmenizde yarar var cünkü kavranmadigi icin bir ara bir sekilde yine soracagim. Sizin için degisik olan suydu sanirim: bu kavramlari "Egitim nedir? Ogretim nedir?" gibi dogrudan sormek yerine (bu daha basit bir soru seklidir), kavrayip kavramadiginizi, baska baglamlarda kullanabilip kullanamayacaginizi, bilgiyi transfer edip edemeyeginizi en azindan derste ben bunlari vurgularken dinleyip dinlemediginizi anlamak için dolayli olarak sordum ve gordum ki istedigim düzeyde ogrenilmemis, kavranmamis. Bir not daha: derste anlatilan her konu dersin adi içinde gecemez; o zaman dersin adi cooook uzun olur. Bazilariniz" iletisimi goruyoruz , ama dersin adinda gecmiyor" demis de......Umarim acik olmustur...Sevgiler, Filiz EYUBOGLU
Öğrencilerimle İletişim
Sevgili Öğrenciler,
Bundan böyle derslerimizle ilgili açıklama ve duyuruları buradan yapacağım.
Bundan böyle derslerimizle ilgili açıklama ve duyuruları buradan yapacağım.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)